Bir ilişkide en önemli şey “söylenmeyenleri duymaktır”.
Çünkü hepimiz hem fiziksel hem de sosyal anlamda varlığımızı sürdürme içgüdüsü ile hareket ederiz. Bu da bizi gerçek duygu ve düşüncelerimizi olduğu gibi değil de bulunduğumuz çevrede kabul görecek şekilde “uyumlanmış veya dönüştürülmüş” şekliyle ifade etmeye zorlar.
İşte tam bu noktada insan doğasındaki en büyük çelişkilerden birini yaşamaya başlarız. Bir yandan “doğru anlaşılamadığımızdan yakınırken” diğer yandan da sözlerimizin çevremizde “varlığımızın sorgulanmasına” sebep olacağı korkusuyla “gerçek duygu ve düşüncelerimizi saklama ve hatta saptırma” çabası içine gireriz. Yaydığımız bu parazit yüklü sinyaller diğerlerinin de kafasının karışmasına ve doğal olarak bizden uzaklaşmasına neden olur.
Bununla birlikte, eğer yaşadığımız anın ve duyguların farkında olursak daha bir şey söylemeden ve harekete geçmeden önce nasıl davranacağımız konusunda “tercih yapma ayrıcalığına” sahip olabiliriz. Ancak bizi harekete geçiren duyguları nelerin tetiklediğini anlayamıyorsak davranışlarınızı kontrol etmemiz de mümkün olmaz ve seçme hakkımız olduğunu anlayamadan duygularımızın pençesinde tepkisel bir hayat sürmeye devam ederiz.
Bu duygu durumlarını tanımlayabilmek ve ilişkileri yönetebilmek için “tarafsız bir gözle” bakabilme, odaklanabilme, sinyalleri eşzamanlı alabilme ve doğru okuyabilme becerisi göstermemiz gerekiyor.
---
Bu araçları kullanarak nelere yanıt bulabilirsiniz?
+ Müzakerede karşı tarafın gündemini kovalamak yerine, maskelerin arkasındaki gerçek niyeti anlayarak sürece nasıl yön verebilirsiniz?
+ İş görüşmeleri sırasında adayların “sözleri ve davranışları” arasındaki uyumu ve/veya çelişkileri nasıl yakalayabilirsiniz?
+ Yaşanan çatışmaların “kök sebeplerini” bulmak üzere çalışanlarınıza koçluk/mentorluk yaparken onların gerçek duygularını ve düşüncelerini nasıl anlayabilirsiniz?
+ Müşterileriniz sizden ne istiyor? Satış görüşmelerinde onları doğru anladığınızdan nasıl emin olabilirsiniz? Sunduğunuz şeyle gerçekten ilgileniyorlar mı yoksa gerçekçi olmayan nedenlerle sizi oyalıyorlar mı?
Siz de bu ayrıcalığa sahip olmak ve insanları çıplak gözle okuyabilmek ister misiniz?
---
İş hayatında profesyonel bir İMAJ yaratmak için;
+ Kurumu yansıtan ortak bir iletişim tarzı sergileyebilme,
+ Daha ilk temasta güven telkin edebilme,
+ Açık ve ulaşılabilir konumda olabilme,
+ Diğerinin ilgisini ve sempatisini kazanabilme,
+ Ayaküstü kısa süreli sohbet edebilme,
+ Derinliği ve amacı olan sorular sorabilme,
+ Anda kalarak ve aktif olarak dinleyebilme,
+ Endişe ve öfke taşımadan düşünceleri dile getirebilme becerisi gösterilmesi gerekiyor…
Siz de bu çalışmanın sonunda, herkesin içinde olduğu tek bir konfor alanı yaratmak, ortak bir vizyon oluşturmak ve hedefleriniz önündeki engelleri aşabilmek için çok önemli bir adım atmış olacaksınız.
Herkese açık bir inceleme yazın